- çər vurmuş
- [چر وورموش]1. ور پریده2. ورپریده
Sözlük Azərbaycan Türkcəsi - Farsca. 2015.
Sözlük Azərbaycan Türkcəsi - Farsca. 2015.
ilan — is. 1. Bədəni uzun və qıvrılan ayaqsız, adətən zəhərli dişləri olan sürünən heyvan. Zəhərli ilan. Xallı ilan. – İlanın ağına da lənət, qarasına da lənət. (Məsəl). . . Ağabala dərviş gürzə ilanları bazar dalına töküb oynadırdı. Ə. Q.. <Eyvaz… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
ildırım — is. Havada yığılmış atmosfer elektrikinin çox vaxt əyri üyrü zolaq şəklində ani parıltısı. İldırım çaxmaq. İldırım vurmaq. – <Almaz:> Bax gör, ildırım necə vurur! C. C.. Eyni anda ildırım. çaxıb sel su axan çölü gündüz kimi işıqlandırdı. İ … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
ablak — sf., ğı Yayvan ve dolgun (yüz) Şarap kızılı vurmuş ablak yüzüyle öfkeli girdi içeri. O. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
aklı karalı — sf. Akı ve karası olan İki turnam gelir aklı karalı / Birin avcı vurmuş biri yaralı. Halk türküsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
elenmek — nsz 1) Eleme işine konu olmak veya eleme işi yapılmak Kuyunun başında unum elenir / Kaytan bıyıklarım kana belenir. Halk türküsü 2) Sınavda başarısız sayılmak İstekliler birer birer elenince en heveslisi ile karşı karşıya kaldı. H. Taner 3) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
götürmek — i 1) Taşımak, ulaştırmak veya koymak Hamalın biri, sırtına koca bir ayna vurmuş, götürüyordu. H. Taner 2) i, e Bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek 3) i, e Bir şeyi yakından uzağa götürmek 4) Yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hamal — is., Ar. ḥammāl Taşıyıcı Hamalın biri, sırtına koca bir ayna vurmuş götürüyordu. H. Taner Birleşik Sözler hamalbaşı hamal camal hamal semeri hamal sırığı sırık hamalı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaçakçılık — is., ğı 1) Bir devletin yasalarına karşı gelerek yapılan ticaret Kaçakçılık ediyormuş, çok para vurmuş. R. H. Karay 2) Bir ülkeye gümrüğü ödenmemiş, yasaklanmış malı gizli olarak sokma 3) Gizli olarak, sezdirmeden kaçırma işi Ben böyle gözlere… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafes — is., Ar. ḳafes 1) Hayvanlar için aralıklı tel, metal veya ağaç çubuklardan yapılmış taşınabilir bölme Kuş kafesi. 2) Vahşi hayvanlar için demir çubuklarla yapılmış taşınabilir bölme Aslan kafesi. 3) Çapraz çubuklarla ve aralıklı olarak yapılmış,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluk — 1. is., ğu 1) Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı. R. N. Güntekin 2) Ciğerlere hava alıp verme 3) mec. Tarz Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… … Çağatay Osmanlı Sözlük